Hukuk Fakültesi Dekanı A Haber Canlı Yayınına Katıldı
İKÇÜ Hukuk Fakültesi Dekanı ve Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kerem Batır, A Haber canlı yayınına katıldı.
2005 yılından beri İsrail tarafından karadan, denizden ve havadan uygulanan abluka sonucunda Filistin'e yönelik yapılan saldırılarla ilgili olan röportaj, A Haber Sabah Ajansı tarafından gerçekleştirildi. Prof. Dr. Kerem Batır, İsrail’in Filistin’i açık hava hapishanesine çevirmesine sebep olan abluka uygulamasının uluslararası hukuk açısından değerlendirilmesine yönelik soruyu: “Uluslararası hukukta ablukanın yeri vardır ancak İsrail, 2007 yılından bu yana yaklaşık on altı yıldır hem denizden hem de karadan abluka uyguluyor. Abluka, giriş ve çıkışların kontrol altına alınması ve sadece ablukayı uygulayan tarafın istediklerinin girmesi anlamına geliyor. İsrail de bunu çok sıkı uyguladığı için sadece temel ihtiyaçların bir kısmının geçmesine müsaade ettiğinden bu bölgedeki insanları esasen açlıkla cezalandırıyor. Bu cezalandırma, uluslararası hukuka aykırı bir cezalandırmadır. Çünkü uluslararası hukuk, ablukayı bir tedbir olarak düzenler ve hedefe ulaştığı zaman sona erdirilmesi gerekir. Ama on yedi yıldır devam eden bir ablukanın herhangi bir hedefe ulaştığını söylemek çok zor.” şeklinde cevaplandırdı.
Uluslararası hukukun uluslararası insancıl hukuk ve savaş hukuku olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Prof. Dr. Batır, “Savaş hukuku açısından batılı devletlerin şu anda yaptığı, İsrail’e yapılan roket saldırılarını bir saldırı olarak kabul edip İsrail’in buna karşı meşru müdafaa hakkı olduğunu ileri sürerek İsrail’i serbest bırakmaları. Aslında bu da, uluslararası hukuka çok uygun bir şey değildir. Çünkü İsrail- Filistin meselesi 100 yıldır devam eden bir mesele; çatışmalar ise, 1948’den beri devam eder niteliktedir. Bu süre içerisinde sadece bir kesiti alıp, sadece bir olayı alıp İsrail’in meşru müdafaa hakkı vardır demek, aslında sürece aykırıdır, uluslararası hukuka da aykırıdır.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Batır, İsrail tarafından gerçekleştirilen saldırılarda insancıl hukukun en temel prensiplerinden olan hedef belirleme kuralının ihlal edilerek sadece askeri hedeflerin değil, sivillerin de hedef alındığını ifade etti. İsrail’in özellikle çocuk ve kadınlar gibi savunmasız grupların ölümüne yol açmasının insancıl hukukun açık bir ihlali niteliğinde olduğunu belirten Prof. Dr. Batır, yapılmak istenenin Birleşmiş Milletler’in ateşkes kararı vermesini engelleyerek İsrail’in bölgeye daha ağır müdahalede bulunmasının yolunu açmak olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Batır, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarında kullanılan fosfor bombalarıyla ilgili soru hakkında “İnsancıl hukukun bir başka önemli konusu ise, savaşlarda kullanılacak silahlardır. Kimyasal silahların yasaklanmasına ilişkin bir uluslararası sözleşme var ve savaşlarda kimyasal silahların kullanılması yasaktır. Hele hele sivillerin yoğun olarak yaşadığı bir bölgede bu şekilde bir bomba kullanımı oldukça kötü sonuçlara, vahşice sonuçlara yol açabilecektir.” şeklinde açıklamalarda bulunarak fosfor bombası kullanımının uluslararası sözleşmelerde yasak olduğunu vurguladı.
Son olarak savaş suçu sorumlularının kimler olduğuna yönelik soruyu cevaplayan Prof. Dr. Batır: “Bildiğiniz gibi Filistin devleti, 2014 yılından itibaren Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraftır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne göre; sözleşmeye taraf olan ülkelerin birisinin topraklarında işlenen bir savaş suçunda Mahkeme’nin yargı yetkisi vardır. Gazze, Filistin devleti topraklarında olduğu için bu topraklar üzerinde işlenen savaş suçlarında Mahkeme’nin yetkisi söz konusu olacaktır ve akabinde göreceğiz ki Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı, bu konu hakkında soruşturma başlatacaktır ve bu kişiler hakkında kim savaş suçu işlemişse, bunların talimatını verenlerden, uygulayanlara kadar sorumlu olacaklardır. “ şeklinde sözlerini noktaladı.