Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Özge Karaege ve Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına ziyarette bulundu.     Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Özge Karaege ve Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar'ın Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker ile yaptığı görüşmede; Fakültenin geleceği, planlanan lisansüstü programlar, eğitim-öğretim faaliyetleri ve uygulamanın hukuk öğrenimine katkıları konusunda değerlendirme ve istişarelerde bulunuldu.  

İKÇÜ Hukuk Fakültesi Dekanı ve Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kerem Batır, A Haber canlı yayınına katıldı.     2005 yılından beri İsrail tarafından karadan, denizden ve havadan uygulanan abluka sonucunda Filistin'e yönelik yapılan saldırılarla ilgili olan röportaj, A Haber Sabah Ajansı tarafından gerçekleştirildi. Prof. Dr. Kerem Batır, İsrail’in Filistin’i açık hava hapishanesine çevirmesine sebep olan abluka uygulamasının uluslararası hukuk açısından değerlendirilmesine yönelik soruyu: “Uluslararası hukukta ablukanın yeri vardır ancak İsrail, 2007 yılından bu yana yaklaşık on altı yıldır hem denizden hem de karadan abluka uyguluyor. Abluka, giriş ve çıkışların kontrol altına alınması ve sadece ablukayı uygulayan tarafın istediklerinin girmesi anlamına geliyor. İsrail de bunu çok sıkı uyguladığı için sadece temel ihtiyaçların bir kısmının geçmesine müsaade ettiğinden bu bölgedeki insanları esasen açlıkla cezalandırıyor. Bu cezalandırma, uluslararası hukuka aykırı bir cezalandırmadır. Çünkü uluslararası hukuk, ablukayı bir tedbir olarak düzenler ve hedefe ulaştığı zaman sona erdirilmesi gerekir. Ama on yedi yıldır devam eden bir ablukanın herhangi bir hedefe ulaştığını söylemek çok zor.” şeklinde cevaplandırdı.                 Uluslararası hukukun uluslararası insancıl hukuk ve savaş hukuku olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Prof. Dr. Batır, “Savaş hukuku açısından batılı devletlerin şu anda yaptığı, İsrail’e yapılan roket saldırılarını bir saldırı olarak kabul edip İsrail’in buna karşı meşru müdafaa hakkı olduğunu ileri sürerek İsrail’i serbest bırakmaları. Aslında bu da, uluslararası hukuka çok uygun bir şey değildir. Çünkü İsrail- Filistin meselesi 100 yıldır devam eden bir mesele; çatışmalar ise, 1948’den beri devam eder niteliktedir. Bu süre içerisinde sadece bir kesiti alıp, sadece bir olayı alıp İsrail’in meşru müdafaa hakkı vardır demek, aslında sürece aykırıdır, uluslararası hukuka da aykırıdır.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.             Prof. Dr. Batır, İsrail tarafından gerçekleştirilen saldırılarda insancıl hukukun en temel prensiplerinden olan hedef belirleme kuralının ihlal edilerek sadece askeri hedeflerin değil, sivillerin de hedef alındığını ifade etti. İsrail’in özellikle çocuk ve kadınlar gibi savunmasız grupların ölümüne yol açmasının insancıl hukukun açık bir ihlali niteliğinde olduğunu belirten Prof. Dr. Batır, yapılmak istenenin Birleşmiş Milletler’in ateşkes kararı vermesini engelleyerek İsrail’in bölgeye daha ağır müdahalede bulunmasının yolunu açmak olduğunu aktardı.               Prof. Dr. Batır, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarında kullanılan fosfor bombalarıyla ilgili soru hakkında “İnsancıl hukukun bir başka önemli konusu ise, savaşlarda kullanılacak silahlardır. Kimyasal silahların yasaklanmasına ilişkin bir uluslararası sözleşme var ve savaşlarda kimyasal silahların kullanılması yasaktır. Hele hele sivillerin yoğun olarak yaşadığı bir bölgede bu şekilde bir bomba kullanımı oldukça kötü sonuçlara, vahşice sonuçlara yol açabilecektir.” şeklinde açıklamalarda bulunarak fosfor bombası kullanımının uluslararası sözleşmelerde yasak olduğunu vurguladı.             Son olarak savaş suçu sorumlularının kimler olduğuna yönelik soruyu cevaplayan Prof. Dr. Batır: “Bildiğiniz gibi Filistin devleti, 2014 yılından itibaren Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraftır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne göre; sözleşmeye taraf olan ülkelerin birisinin topraklarında işlenen bir savaş suçunda Mahkeme’nin yargı yetkisi vardır. Gazze, Filistin devleti topraklarında olduğu için bu topraklar üzerinde işlenen savaş suçlarında Mahkeme’nin yetkisi söz konusu olacaktır ve akabinde göreceğiz ki Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı, bu konu hakkında soruşturma başlatacaktır ve bu kişiler hakkında kim savaş suçu işlemişse, bunların talimatını verenlerden, uygulayanlara kadar sorumlu olacaklardır. “ şeklinde sözlerini noktaladı.  

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Hukuk Fakültesinin düzenlediği "Bireysel İş Hukukunda Arabuluculuk" başlıklı Seminer, Fullbright doktora araştırma bursunu kazanmış ve Loyola Law School, Los Angeles ile University of California, Berkeley School of Law'da "Bireysel İş Hukukunda Arabuluculuk" konulu teziyle ilgili çalışmalar yürüten Dr. Hande Gül Küçükkaya tarafından sunuldu.     Nizami-i Gencevi Konferans Salonu'nda düzenlenen seminer; Hukuk Fakültesi Dekanı, dekan yardımcıları, akademik personeli ile öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi. Dr. Küçükkaya, İngilizce olarak gerçekleştirdiği sunumunda araştırma sonuçlarını ve yurtdışındaki deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.     Türkiye'de Uygulanan Yeniden Değerlendirici Arabuluculuk Modeli Seminerde, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biri olan ve en çok uygulanan arabuluculuk faaliyetleri Türk ve Amerikan hukuku açısından karşılaştırmalı bir perspektifle ele alındı. Dr. Hande Gül Küçükkaya, taraflar arasındaki hukukî uyuşmazlıkların, taraf olmayan üçüncü bir kişinin yardımıyla çözülmesini sağlayan arabuluculuk faaliyetlerini; kolaylaştırıcı, değerlendirici ve dönüştürücü arabuluculuk modelleri olmak üzere detaylandırarak inceledi. Türkiye'de özellikle yeniden değerlendirici arabuluculuk modelinin baskın olarak uygulandığını belirten Dr. Küçükkaya; ABD'deki iş uyuşmazlıklarında, arabulucuların önemli bir rol üstlendiğini, tarafların kendi problemleriyle yüzleşme ve karşı tarafın bakış açısını anlama yeteneği geliştirmekte yardımcı olan dönüştürücü arabuluculuk modeline yaygın olarak başvurulduğunu ifade etti. Türkiye'deki hukukî uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu'nun 15. maddesinin 2. fıkrası kapsamında tarafların sorunlarına çözüm getiremediklerinde, arabulucunun önerilerde bulunduğunu vurgulayan Dr. Küçükkaya, değerlendirici arabuluculuk modelinde tarafların kendi durumlarını yeniden gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmelerine yardımcı olmanın temel olduğunu belirtti.   Farklı Ülkelerde Arabuluculuk: Çeşitli Modeller, Farklı Uygulamalar Arabuluculuğun mahkeme içi, mahkeme dışı ve mahkeme bağlantılı olmak üzere usûlüne göre üçe ayrıldığını söyleyen Dr. Küçükkaya sözlerine "Mahkeme içi arabuluculuk, görülmekte olan davalarda karar verme yetkisine sahip olmayan adliyede görevli arabulucu hâkimler tarafından gerçekleştirilir. Hâkimin varlığı, taraflar arası güç dengesizliğini doğuracak talepleri kısıtlamaktadır. Almanya’da bu model uygulanıyor ve özellikle iş hukukunda başarılı bir model olarak değerlendiriliyor. Mahkeme bağlantılı arabuluculuk ise mahkemede görülmekte olan davalarda, mahkemenin davayı askıya alarak mahkeme dışında yürütülmesine karar verdiği arabuluculuk türüdür. ABD’de uygulanan bu model, hâkimler tarafından gerçekleştirilecek ön inceleme aşamasında, uyuşmazlığın hâkim tarafından arabulucuya havale edilmesini içerir. Türk hukukunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 140 ve 320. maddelerinde benzer uygulamalar bulunmasına rağmen bu usûl etkin şekilde uygulanmamaktadır." şeklinde devam etti. Dr. Küçükkaya, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların çözümüne yönelik ABD, İngiltere ve Türkiye'deki uygulamaları karşılaştırdı. ABD'deki EEOC (Equal Employment Opportunity Commission) ve İngiltere'deki ACAS (Advisory Conciliation and Arbitration) kurumlarının, iş mahkemelerine başvurulmasından önce işçi ve işveren anlaşmazlıklarıyla ilgilenen kamu kuruluşları olduğunu belirtti. Türkiye'de ise yalnızca iş uyuşmazlıkları üzerinde uzmanlaşmış komisyon ve personel tarafından yönetilen birimler içinde daha etkili arabuluculuk örneklerine rastlandığına dikkat çekti.     Dr. Hande Gül Küçükkaya'nın sunumunun tamamlanmasının ardından soru cevap kısmına geçildi. Ardından Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, arabuluculuk ve alternatif çözüm yöntemlerinin önemini vurgulayarak açıklamalarda bulundu.     Seminerin sona ermesiyle Prof. Dr. Kerem Batır, ilk kez düzenlenen Güz Seminerleri'nin 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı Güz Dönemi boyunca farklı konularla devam edeceğini belirterek başarılı seminer için Dr. Hande Gül Küçükkaya'ya teşekkür etti.  

Endonezya Riau İslam Üniversitesinden Hukuk Fakültesine Ziyaret     Endonezya Riau İslam Üniversitesi (UIR) Rektörü ve çeşitli fakültelerde görevli öğretim üyeleri, Hukuk Fakültesini ziyaret etti. Ziyaret kapsamında, iki üniversite arasında gerçekleştirilebilecek öğrenci ve öğretim elemanı değişim programları hakkında görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelere Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı, öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri de katılım gösterdi. Ayrıca, görüşme sırasında Türkiye ve Endonezya'daki hukuk sistemlerinin farklı uygulamalarıyla ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.   İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ile Endonezya Riau İslam Üniversitesi (UIR) arasında akademik iş birliklerine yönelik bir protokol imzalandı.      İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve UIR Rektörü Prof. Dr. H. Syafrinaldi arasında imzalanan Protokol ile iki üniversite, eğitim ve araştırma alanlarında iş birliği yapacak. Ayrıca, imzalanan Protokol ile öğrenci ve öğretim elemanı değişimi de planlanıyor. Rektör Köse, Endonezya'dan gelen akademik heyeti Rektörlük Senato Salonu'nda ağırlayarak Türkiye ve Endonezya arasındaki ortak akademik çalışmaların bilim camiasına da katkıda bulunacağını belirtti.    

2023-2024 Akademik Yıl Açılış Töreni, Ankara Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.      Ankara Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen 2023-2024 Akademik Yıl Açılış Töreni'ne; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar ve devlet erkânının yanı sıra bakanlar, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, ilgili kurum başkanları ile İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır katılım gösterdi.   Yükseköğretim Kurulu Üstün Ödülleri'nin sahiplerini bulduğu törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar konuşmalarını gerçekleştirdi. Yenilikçi ve rekabetçi bir yükseöğretim sistemi kurmanın hedeflendiğini vurgulayan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar: “Yükseköğretim Kurulu olarak Türkiye Yüzyılında vizyonumuz; kalite odaklı ve akademik performansa dayalı yönetim anlayışını benimseyen, çeşitliliği ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücü profili ile üniversite-sektör iş birliği modellerini destekleyen; nihayet ulusal, bölgesel ve küresel sorunlara duyarlı, evrensel düzeyde geleceğe yön veren yenilikçi ve rekabetçi bir yükseköğretim sistemi inşa etmektir.” dedi.    

  Fakülte Dekanı, öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ve idari personel ile İKÇÜ Hukuk Fakültesinin ilk öğrencilerinin katılım gösterdiği Tanışma ve Oryantasyon Toplantısı, 3 Ekim 13.30-15.00 saatleri arasında Nizami-Gencevi Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi. Toplantı öncesinde düzenlenen kokteylde Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri ile araştırma görevlileri, öğrencilerle sohbet etme imkânı buldu.     Toplantıda Fakülte Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Özge Karaege ve Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, Anabilim Dalı Başkanları ile araştırma görevlileri; Fakülte vizyon ve misyonu, eğitim öğretim planı ve Fakülte geleceği hakkında konuşma gerçekleştirdi. Özellikle değişen ve gelişen hukuk dalları, hukuk mesleğinin geleceği, uluslararasılaşma ve hukuk mezunlarının kariyer olanakları tartışıldı.     İKÇÜ Hukuk Fakültesi Lisans Programı'nın %30 İngilizce olması sebebiyle hukukta yabancı dilin önemi vurgulandı. Ayrıca lisans dönemine 1. sınıftan başlayacak öğrenciler ile İngilizce Hazırlık Sınıfı'nı okuyacak öğrencilerin katılım gösterebileceği ve Fakültemizce yapılması planlanan seminerler, kitap-film atölyeleri ve İngilizce okuma çalışmalarından bahsedildi.     Toplantı, öğrencilerin sorularının Fakülte Dekanı ve öğretim üyelerince cevaplandırılmasıyla sonlandırıldı. Tüm öğrencilerimize 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı'nda başarılar diliyoruz.    

6-7 Ekim 2023 tarihleri arasında İzmir Baro Başkanlığının düzenlemiş olduğu "Türkiye Cumhuriyeti'nin İkinci Yüzyılında Nasıl Bir Ceza Hukuku?" başlıklı etkinlikte davetli olarak yer alan Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Gizem Dursun Özdemir, 6 Ekim gününde 15.30-17.00 saatleri arasındaki "Uygulanan Bir Ceza Muhakemesi Hukuku" konulu oturumda moderatör olarak görev yapacaktır. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Konferans Salonu'nda yapılacak olan etkinlik, ilgililerin dikkatine sunulur.

  Türkiye Adalet Akademisi ile İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Arasında “Lisansüstü Eğitim ve Ortak Eğitim Faaliyetlerine Yönelik İş Birliği Protokolü” İmzalandı      İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ile Türkiye Adalet Akademisi arasında 26 Eylül 2023 tarihinde “Lisansüstü Eğitim ve Ortak Eğitim Faaliyetlerine Yönelik İş Birliği Protokolü” imzalandı. Türkiye Adalet Akademisi'nde düzenlenen ve Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir'in başkanlığını yürüttüğü törene; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Saffet Köse, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Özge Karaege ve Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, Medeni Usûl ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Cansu Atıcı Kabalak ile araştırma görevlileri katılım gösterdi.     Türkiye Adalet Akademisi ile Üniversitemiz arasında imzalanan Lisansüstü Eğitim ve Ortak Eğitim Faaliyetlerine Yönelik İş Birliği Protokolü; hâkimler, savcılar, hâkim ve savcı adayları/yardımcıları ile Türkiye Adalet Akademisi personelinin lisansüstü seviyesinde eğitim almalarını ve sertifikasyon programlarına katılmalarını desteklemeyi hedeflemektedir.      Türkiye Adalet Akademisi'nde düzenlenen törende Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Sayın Muhittin Özdemir, "Uzmanlaşma, hukuk sisteminin karmaşıklığı göz önüne alındığında büyük bir öneme sahiptir. Zira hukuk davaları giderek daha fazla uzmanlık gerektiren konuları içermektedir. Bu nedenle adliyelerde görev yapan hâkim ve savcılar, teorik bilgilere ek olarak yeni deneyimlere, bilgilere ve akademik çalışmalara ihtiyaç duyarlar. Üniversitelerle yapılan bu protokoller aracılığıyla, tüm meslektaşlarımızın yüksek lisans ve doktora programlarına katılmalarını teşvik edeceğiz. Hukuk alanı, akademik çalışmalarla desteklenmezse ilerlemez ve gelişmez. Bu nedenle akademik çalışmalarla desteklenen hukuk eğitimi, bizim için son derece değerlidir." şeklinde konuşarak imzalanan iş birliği anlaşmasının neden olduğu memnuniyeti ifade etti.     İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Saffet Köse, uygulama ile üniversitelerin birlikte sinerji oluşturmasının önemini vurguladığı konuşmasında “Üniversitemiz, sahada elde edilen tecrübelerin ve üniversitede üretilen bilgilerin bir araya getirilerek güçlü bir sinerji oluşturmasını hedefliyor. Bu sayede sahadaki çalışmaların pratik bilgilerle zenginleştirilmesi ve üniversite tarafından üretilen bilgilerin sahaya etkili bir şekilde aktarılması amaçlanıyor. Bu yaklaşım hem teknik hem de sosyal bilimler alanında büyük öneme sahiptir. Toplumlar, devletler ve milletler için en değerli kavramlar erdem ve adalet kavramlarıdır. Adalet hem hukuki hem de ahlaki bir ilkedir. Bu nedenle, adalet mekanizmasının işleyişine akademik olarak katkıda bulunmak bizim için büyük bir mutluluk kaynağıdır.” ifadelerini kullandı.   Törene ilişkin görüntüleri izlemek için tıklayınız.      

Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Özge Karaege ve Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar ile Medeni Usûl ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Cansu Atıcı Kabalak, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Sn. Hakan Öztatar'ı makamında ziyaret ettiler.      Hukuk Fakültesi Dekanı, Dekan yardımcıları ve Öğretim Üyesi, arabuluculuk sisteminin ülkemizde kurumsallaşması için yıllardır büyük çaba gösteren Sn. Hakan Öztatar'a Fakültenin faaliyet ve hedefleri konusunda bilgi verip kendilerinin değerli görüş ve tavsiyelerini aldılar.    

Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Özge Karaege ve Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Oktay Tabur ile makamında görüşme gerçekleştirdi. Sayın Oktay Tabur ile ilk öğrencilerini alan Fakültenin geleceği, açılması planlanan lisansüstü programlar, eğitim öğretim faaliyetleri ile uygulamanın hukuk öğreniminden beklentileri üzerine istişarelerde bulunuldu.     15-16 Aralık 2022 tarihinde Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde eş zamanlı yüz yüze ve çevrimiçi olarak gerçekleştirilen Uluslararası Dijital Çağda Hukuk Sempozyumu’na katılım gösteren Adalet Komisyonu Başkanı Oktay Tabur’a Sempozyum Bildiri Kitabı Hukuk Fakültesi Dekanı tarafından hediye edildi.

2023-2024 eğitim öğretim yılı öğrenci kayıtları, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu'nda kurulan kayıt masalarında gerçekleştiriliyor. Fakültemiz öğrenci kayıtları Hukuk Fakültesi kayıt masasında saat 17.00'de son bulacak olup kayıt yaptıran öğrencilerimize eğitim öğretim hayatlarında şimdiden başarılar dileriz.

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2023-2024 eğitim öğretim yılı ilk öğrenci kayıtları başladı. Fakültemize gelerek kayıt olan Deniz Özalp ve Gülce Balıkçı isimli öğrencimize eğitim öğretim hayatında başarılar dileriz.

Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı öğretim görevlisi Gizem Dursun Özdemir'in “Ekokırım Suçu ve Bazı Değerlendirmeler” konulu makalesi Terazi Hukuk Dergisi'nin 2023 yılının 203. sayısında yayımlanmıştır. Kendisini tebrik eder çalışma hayatında başarılar dileriz.

Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı öğretim görevlisi Elif Çağla Yıldız'ın “Uluslararası İnsan Hakları Hukukuna Postkolonyal Yaklaşımlar: TWAIL Örneği” konulu makalesi Public and Private International Law Bulletin'in 2023 yılının 43. sayısında yayımlanmıştır. Kendisini tebrik eder çalışma hayatında başarılar dileriz.

Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı araştırma görevlisi Beyza Aydın, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans Programı'nı, "Sendika Hakkı ve Özgürlüğü Kapsamında ILO Sözleşmelerinin ve Tavsiye Kararlarının Türk İş Hukukuna Uygulanması Sorunu" başlıklı tezini savunarak başarıyla tamamlamıştır. Kendisini tebrik eder çalışma hayatında başarılar dileriz.

Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı araştırma görevlisi Fatih Culhacılar, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Tezli Yüksek Lisans Programı'nı, "Doğal Güçler, Pozitif Haklar: İnsan Haklarının Evrimi" başlıklı tezini savunarak başarıyla tamamlamıştır. Kendisini tebrik eder çalışma hayatında başarılar dileriz.

Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı araştırma görevlisi Şeyda Saribay’in “Geçmişten Günümüze Seçimleri Dinamize Eden Güç: Siyasal İletişim Aracı Olarak Seçim Kampanyaları” konulu makalesi Anayasa Hukuku Dergisi’nin 2023 yılının 23. sayısında yayımlanmıştır. Kendisini tebrik eder çalışma hayatında başarılar dileriz.

Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı araştırma görevlisi Nesibe Nur Kızılkan, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Medeni Hukuk Tezli Yüksek Lisans Programı'nı, "Tüketici İşlemlerinde Sorumsuzluk Kayıtları" başlıklı tezini savunarak başarıyla tamamlamıştır. Kendisini tebrik eder çalışma hayatında başarılar dileriz.

Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İdare Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, küresel bir tehdit olan iklim değişikliğine dair İKÇÜ Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu.     İklim değişikliğinin Birleşmiş Milletler Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yayımlanan raporlarda ve iklim uzmanları tarafından önemli bir küresel tehdit olarak kabul edildiğini ifade ederek sözlerine başlayan Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar; iklim değişikliğinin iklim adaleti, sürdürülebilirlik ve sonraki nesillerin yaşam hakkı bakımından sorunlar yaratabileceğini belirtti. Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, devletlerin iklim değişikliğiyle tek başına mücadele etmesinin mümkün olmadığını ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için ulusal ve uluslararası hukukî düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtti.   Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, kamuoyunda önemli bir yere sahip olan iklim değişikliğinin hukukî boyutuyla incelenmesi açısından Fakültede lisans ve Kamu Hukuku Tezli Yüksek Lisans Programı müfredatında İklim Hukuku derslerine yer verildiğini dile getirdi.   İklim Değişikliği Çevresel Birçok Olumsuzluk Yaratıyor 1850 yılından itibaren yapılan ölçümlerde Dünya'nın yüzey sıcaklığının her geçen yıl artmasının çeşitli sorunlara neden olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin orman yangınlarını, kuraklık ve sel felaketi gibi doğal afetleri beraberinde getirdiğini söyledi. Bunun yanı sıra Dr. Öğr. Üyesi Başar, iklim değişikliği ve küresel ısınma neticesinde su kaynaklarının azalması ve temel gıda ürünlerinin yetiştirilmesinde zorluk yaşanması gibi çevresel etkilerin meydana geldiğine dikkat çekti.   Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, "Anayasa'nın 56 maddesinde; 'Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.' denilmekte ve devamında 'Çevreyi geliştirmek çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.' hükmü yer almaktadır. Yine Çevre Kanunu'nda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ve yerel yönetimlere çeşitli yetkiler ve görevler verilmiştir. Ayrıca iklim değişikliği konusunda ülkemizde bir kanun taslağı hazırlanmıştır. 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 55’inci bölümünde 792/A ve devam maddelerinde İklim Değişikliği Başkanlığı düzenlenmiştir. Başkanlığın kuruluş amacı ise, küresel iklim değişikliği ve ozon tabakasının incelmesi ile ilgili tedbirlerin alınmasına ve yeşil kalkınmaya yönelik plan, politika ve stratejilerin belirlenmesine ilişkin ulusal ve uluslararası çalışmaları yapmak, gerekli müzakereleri gerçekleştirmek ve diğer kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamaktır." açıklamalarında bulundu.   

  İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nin her yıl düzenlediği "Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günleri", 24 Temmuz Pazartesi günü başladı. 28 Temmuz Cuma günü saat 16.30'a kadar olmak üzere bir hafta boyunca devam edecek tanıtım günlerinde doğru tercih yapmak isteyen üniversite öğrencisi adaylar kampüste ağırlanıyor.     Üniversite tercihi yapacak öğrenci ve öğrenci ebeveynleri, Fuat Sezgin Konferans Salonu'nun önündeki fuaye alanında istediği bölümün tanıtım stantlarında yer alan akademisyenlerden doğrudan bilgi alma imkânı ile kampüsü görme fırsatı yakalıyor.     Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, bölüm ve fakülte stantlarını ziyaret ederek aday öğrenciler ve aileleriyle vakit geçirdi. Prof. Dr. Akbaş, üniversite sonuçları açıklanan ve tercih sürecine giren öğrencilerin heyecanını paylaştığını ifade etti.   İKÇÜ Hukuk Fakültesinin bu yıl ilk öğrencilerini alması sebebiyle heyecanlı olduklarını belirten Prof. Dr. Muhsin Akbaş, %30 İngilizce olan hukuk lisans programının Ege Bölgesi'nde ilk defa devlet hukuk fakültesi tarafından verildiğini vurguladı. Yeni dünya düzeninde uluslararasılaşmanın önem arz ettiğini ifade eden Prof. Dr. Akbaş; İKÇÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, çağı doğru okuyan ve çağın gerekliliklerini haiz hukukçular olarak mezun olacağını belirtti.     Prof. Dr. Akbaş,  “İKÇÜ Hukuk Fakültesi ilk yılında 60 kişilik kontenjan ile adayların karşısına çıktı. Bunun yanında lisans eğitimlerini başarıyla sürdüren Diş Hekimliği, Eczacılık, Gemi İnşaatı ve Denizcilik, İktisadi ve İdari Bilimler, İlahiyat, Mühendislik ve Mimarlık, Orman, Sağlık Bilimleri, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Su Ürünleri, Tıp ve Turizm Fakültesi, sağlık, mühendislik ve sosyal bilimler alanında ülkesi ve milleti için üreten, yenilikçi, girişimci ve risk almaktan korkmayan nesiller yetiştirmeye devam ediyor.  Kısa zamanda Türkiye’nin gözde üniversiteleri arasına giren, gençlerimizin teveccühünü kazanan bir yükseköğretim kurumu olmaktan gurur duyuyoruz.” şeklinde sözlerini tamamladı.